Siyaset arenasında Küçük insanlar vardır bilirsiniz, fiziksel ve yaş olarak küçüklükten bahsetmiyorum tabii ki, kişilik olarak küçük olan cücükler..
Bunlar bir yere gelmek için kendilerini siyasi partilerde şirin gözükmek zorunda hissederlerki sonuçta parsaları verimli olsun…
Mesela yeri geldiğinde kraldan çok kralcı dırlar…Kralcı olurken, Kendilerini öyle kaptırırlar ki kralın gölgesinde gölgelerini gizleyerek hayal perdesinin sınırlarını aşarlar kralın gölgesini kraldan fazla savunurlar…
Küçük olduklarını umursamadan kralın gölgesinde kendi gibi küçük insanları rekabet uğruna ezebilmek için saldırırlar. Bereketli sofrada tuzluk olduklarını unutan bu hayalperetsler tuzluk oldukları aklına geldikçe pişmiş aşa su katmaya başlarlar.
Düzenli ve rayında giden her işi bozmak için sinsi planlarını gizlilik içinde ayak oyunlarıyla gizlemeye çalışırlar.
Her şey yolunda giderken treni yoldan çıkarmak için sisli havayı beklerler.
Aslında bu kişiler kendi gölgelerinin büyüklüğüne aldanarak kralın gölgesini zamanla beğenmez oldukları için ve kralın hakkında çaktırmadan ayak oyunları yapar.
Bunu gerçekleştirmek içinde kendi gibi küçük adamların gölgelerine sığınabilmek için ziyası yoksun perdede alengirli işlerle gölge oyunlarına girişirler.
Perdeye yansıyan gölgelerine güvenerek hayal perdesindeki ilkeleri yerle bir edebilmek için kral çıplak hikayesinde baş kahraman olmaya çalışırlar.
Tuzluk vazifeleri bittiği anda iftira ve hakaret en önemli silahlarıdır ve akılları sıra çirkeflikle üste çıkacaklarını sanarak kendilerini dev aynasında haklı gösterebilmek için kralın karanlığından zor kurtulduklarını iddia ederler.
Halbuki bilmezler ki bol ışığın olduğu yerde, her zaman koyu gölgeler bulunur.
” Dostlar Bir Yerde Küçük İnsanların Gölgeleri Büyüyorsa Orada Güneş Batıyor Demektir”