Sezai Karakoç Hayatı…

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala
Sezai Karakoç kimdir? Sezai Karakoç hayatı

Sezai Karakoç biyografi

Ahmet Sezai Karakoç

doğum; 22 Ocak 1933 Ergani, Diyarbakır

ölüm; 16 Kasım 2021

mesleği; Türk şair, yazar, düşünür ve siyasetçi.

Sezai Karakoç hayatı

Babası Yasin Bey olup I. Dünya Savaşı’nda Kafkasya Cephesi’nde çarpışırken Ruslara esir düşmüştür. Babası orta halli bir tüccardı. Dedesi Hüseyin Bey de Plevne Savaşı’na katılmış, Gazi Osman Paşa’nın teşekkürünü kazanmıştır. Annesinin ismi ise Emine idi ve ev hanımıydı. Ahmet Sezai Karakoç İlkokul eğitimini 1938-1944 yılları arasında Ergani’de tamamladı. 1944 yılında sınavlara girip Maraş Ortaokulu’nda parasız yatılı olarak okumaya hak kazandı. 1947-1950 yılları arasında lise eğitimini yine parasız yatılı olarak Gaziantep Lisesi’nde tamamladı. Lise eğitimi boyunca Felsefe dersine ilgi duydu ve Felsefe okumaya karar verdi. Üniversite eğitimi için İstanbul’a geldi. Babası onun ilahiyat fakültesinden mezun olmasını istiyordu. İmkanları dahilinde eğitimine devam edebileceği yatılı tek bölüm Siyasal Bilgiler Fakültesi idi. Üniversite sınavlarına hazırlanırken kazanamama ihtimalini de göz önüne alarak her ihtimale karşı Felsefe bölümüne kayıt yaptırdı.

Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesini kazanarak başladığı yüksek öğrenimini 1955’te fakültenin Maliye Bölümünden mezuniyetle tamamladı. Mecburi hizmet sebebiyle Maliye Bakanlığında Hazine Genel Müdürlüğü Dış Tediyeler Muvazenesi bölümüne atandı.

Daha sonra Maliye Müfettişliği sınavına girdi ve sınavı kazandı. 11 Ocak 1956’da müfettiş yardımcılığı görevine başladı. 1959 yılında İstanbul’da gelirler kontrolörü oldu. Bir ara Ankara’ya çağrılıp Yeğenbey Vergi Dairesi’nde görevlendirildiyse de kısa bir müddet sonra yine İstanbul’daki görevine döndü. Görevi icabı Anadolu’yu çok gezdi ve birçok il ve ilçeyi inceleme, tanıma fırsatı buldu. 1960-1961 yıllarında yedek subay olarak yaptığı askerlik görevinden sonra İstanbul’daki görevine kaldığı yerden devam etti. 1965’ten 1973’e kadar birçok kez istifa etti. 1973’ten bu yana da hiçbir resmi görev almadı.

Şairin nüfus kaydında doğum günü 22 Ocak olarak görülmekle beraber kendisi gerçek doğum gününün mayıs ayı içerisinde olduğunu belirtmektedir.

İstanbul’da Diriliş Yayınları ve “Diriliş” dergisini kurdu. 1990 yılında “güller açan gül ağacı” amblemiyle Diriliş Partisini kurdu. Yedi yıl partinin genel başkanlığını yürüttü. Ancak bu parti 19 Mart 1997’de üst üste iki genel seçime girmediği için kapatıldı. 2006 yılında Kültür ve Turizm Bakanlığı Kültür ve Sanat Büyük Ödülü ile ödüllendirildi. Bakanlığa, ödülün para kısmının kültür sanat işlerine harcanmasını, diğer kısmınınsa posta ile bildirdiği adrese yollanmasını rica ettiği bir mektup yolladı. 2007 yılında Yüce Diriliş Partisini kurdu ve partinin genel başkanlık görevini yürütmüştür. 2007 yılının Nisan ayından ölümüne kadar her cumartesi akşamları, Yüce Diriliş Partisi İstanbul İl Başkanlığında değerlendirme konuşmaları yapmıştır. Bu konuşmalar partinin internet sitesinden canlı olarak yayınlanmıştır. Karakoç, 2011 yılında Cumhurbaşkanlığı Edebiyat Ödülü’ne layık görüldü fakat kendisine verilen plaket ve para ödülünü reddederek bu ödülü almaya gitmedi.

Ölümü

16 Kasım 2021 günü öldü.

Şiir hayatı-anlayışı

Karakoç, şiirle ilgili görüşlerini yazmaya başladığı dönemlerden itibaren şiir anlayışını da yazmıştır. Bu konudaki düşüncelerini “Edebiyat Yazıları” adını verdiği 3 kitapta toplayan Karakoç’un Türk şiirinde son derece özgün bir yeri vardır. Onun şiiri metafizik bir şiirdir. Türk şiiri geleneksel yapısı itibarıyla aslında metafizik bir şiirdir. Ancak bu özellik Tanzimat’tan sonra değişir. Sadece Abdülhak Hamit’te metafizik bir ürperti söz konusu olur. Onunla tekrar başlayan bu anlayış cumhuriyetin ilk yıllarında Necip Fazıl Kısakürek’te ve Ahmet Kutsi Tecer’de kendini gösterir. Bunlardan başka Yahya Kemal ve Asaf Halet Çelebi’de de metafizik anlayış görülür. Fakat bu metafizik unsurlar adı geçen hiçbir şairin şiir anlayışını açıklamaz, anlatmaz.

YTÜ Öğretim Görevlisi Yrd. Doç. Dr. Ali Yıldız’ın tespitiyle Türk şiirini metafizik bir esasa oturtan şair Sezai Karakoç’tur. Karakoç bunu modern şiirin diliyle yapmıştır. O, Batı edebiyatını da iyi incelemiş bir şairdir. Modern sanattaki soyutlamanın İslam anlayışına uygun olduğu düşüncesindedir ve şiirlerini bu yönde geliştirmiştir.

“Edebiyat Yazıları I” kitabındaki ilk yazı metafizik ile ilgilidir. Bu, hangi kavramlara önem verdiğini göstermesi bakımından önemlidir.

Karakoç geleneksel şiire de yaklaşır ancak dili farklıdır. O, modern şiirin diliyle şiirlerini yazmıştır. Poetikasını anlattığı ikinci yazı soyutlama ile ilgilidir. Nitekim modern sanat genel anlamda soyutlamaya dayanır. Ona göre şair, şiiri soyutlamada bırakırsa eksik bırakmış olur, tamamlanması için şairin tekrar somutlaştırması yani soyutlaştırdığı şeyi tekrar yeni bir bağlama oturtması gerekir. Bunu da Diriliş kavramına bağlar.

Dostu Cemal Süreya, ona, yarattığı mistik şiir tarzından ötürü “Sezo” diyordu ve onu, “Mehmet Akif ve Necip Fazıl karışımı şair” olarak tanımlıyordu.

Sezai Karakoç, şairin genel çizgilerini, “pergünt üçgeni” dediği üç ilkeyle anlatır. Peer Gynt, Norveçli yazar Henrik İbsen’in en ünlü oyunlarından biridir. Karakoç, Pergünt’ün, hayatında bu ilkeleri yaşadığını belirtir ve bu ilkeleri şiire tatbik eder:

Şair, kendi kendisi olmalı: “Şairin kendi kendisi olabilmesinin biricik yolu, değişmek, başkalaşmaktır.”
Şair, kendine yetmeli: “Eserinin tohumunu ve geliştirecek iklimini, şairin kendi varlığından alması anlamına gelir yeterlilik ilkesi. Yâni fildişi kuleyi biz dışına çeviriyoruz; evren şaire bir fildişi kule olmalı; şafakta kaybettiği güvercinleri, şair, bir ikindide bulabilmeli.”
Şair, kendinden memnun olmalı: “Eserin şairini sevinçle titretmesi demek bu. Şair, eserini sevmeli. Onu okşamalı, ama yaramazlıklarına da göz yummamalı. Beğenmediği davranışlarını gücendirmeden ona anlatmalı onu kendini düzeltmeye kandırmalı ve bunu da inandırmalı. Ona ‘Beni andırıyor, ah, beni o’ demeli.” Memnunluk ilkesinin temeli, sevinçtir. Yaşama sevinci değil “yaşatma sevinci”dir.

Eserleri
Şiir

Şiirler I (Monna Rosa)
Şiirler II (Şahdamar-Körfez-Sesler)
Şiirler III (Hızırla Kırk Saat)
Şiirler IV (Taha’nın Kitabı, Gül Muştusu)
Şiirler V (Zamana Adanmış Sözler)
Şiirler VI (Ayinler/Çeşmeler)
Şiirler VII (Leylâ ile Mecnun)
Şiirler VIII (Ateş Dansı)
Şiirler IX (Alınyazısı Saati)
Gün Doğmadan (Toplu Şiirler)

Çeviri Şiir

Batı Şiirlerinden
İslâmın Şiir Anıtlarından

Deneme

Edebiyat Yazıları I Medeniyetin Rüyası Rüyanın Medeniyeti Şiir
Edebiyat Yazıları II Dişimizin Zarı…
Edebiyat Yazıları III Eğik Ehramlar

Düşünce

Ruhun Dirilişi
Kıyamet Aşısı
Çağ ve İlham I-II-III-IV
İnsanlığın Dirilişi
Diriliş Neslinin Âmentüsü
Yitik Cennet
Makamda
İslâmın Dirilişi
Gündönümü
Diriliş Muştusu
İslâm
İslâm Toplumunun Ekonomik Strüktürü
Düşünceler I-II
Dirilişin Çevresinde
Fizikötesi Açısından Ufuklar ve Daha Ötesi I-II-III
Yapı Taşları ve Kaderimizin Çağrısı I-II
Samanyolunda Ziyafet
Unutuş ve Hatırlayış
Varolma Savaşı
Çağdaş Batı Düşüncesinden
Çıkış Yolu I-II-III

İnceleme

Yunus Emre
Mehmet Âkif
Mevlânâ

Tiyatro

Piyesler I

Armağan

Hikâye

Hikâyeler-I Meydan Ortaya Çıktığında

Hikâyeler-II Portreler

Günlük yazılar

Farklar
Sütun
Sûr
Gün Saati
Gür

Röportaj

Tarihin Yol Ağzında
Unutuş ve Hatırlayış
Çıkış Yolu I
Çıkış Yolu II
Çıkış Yolu III

Belgesel

Gün Doğmadan

 

Ey Sevgili

Senin kalbinden sürgün oldum ilkin
Bütün sürgünlüklerim bir bakma bu sürgünün bir süregi
Bütün törenlerin sölenlerin ayinlerin yortularin disinda
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layikolmasam da
Uzatma dünya sürgünümü benimAşkın bu en onulmazından koparıp
Bir tuz bulutu gibi
Savuran yüregime
Ah uzatma dünya sürgünümü benim
Nice yoruldugum ayakabilarimdan degil
Ayaklarimdan belliLambalar egri
Aynalar akrep melegi
Zaman çarpilmis atin son hayali
Ev miras degil mirasin hayaleti
Ey gönlümün dogurdugu
Büyüttügü emzirdigi
Kus tüyünden
Ve kus südünden
Geceler ve gündüzlerde
Insanliga anit gibi yükselttigi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim

Bütün siirlerde söyledigim sensin
Suna dedimse sen Leyla dedimse sensin
Seni saklamak için görüntülerinden faydalandim Salome’nin Belkis’in
Bosunaydi saklamaya çalismam öylesine asikarsin bellisin
Kuslar uçar senin gönlünü taklit için
Ellerinden devsirir bahar çiçeklerini
Deniz gözlerinden alir sonsuzlugun haberini
Ey gönüllerin en yumusagi en derini
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Yillar geçti sapan ölümsüz iz birakti toprakta
Yildizlara uzaniphep seni sordum gece yarilarinda
Çati katlarinda bodrum katlarinda
Gölgendi gecemi aydinlatan essiz lamba
Hep Kanlica’da Emirgan’da
Kandilli’nin kursuni safaklarinda
Seninle söylesip durdum bir ömrün baharinda yazinda
simdi onun birdenbire gelen sonbaharinda
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
Ey çagdas Kudüs (Meryem)
Ey sirrini gönlünde tasiyan Misir (Züleyha)
Ey ipeklere yumusaklik bagislayan merhametin kalbi
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünümü benim

Daglarin yikilisini gördüm bir Venüs bardaginda
Köle gibi satildim pazarlar pazarinda
Günesin sarardigini gördüm Konstantin duvarinda
Senin hayallerinle yandim düslerin civarinda
Gölgendi yansiyip duran bengisu pinarinda
Ölüm düsüncesinin beni sardigi su anda
Verilmemis hesaplarin korkusuyla
Sana geldim ayaklarina kapanmaya geldim
Af dilemeye geldim affa layik olmasam da
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili
Uzatma dünya sürgünüm benim

Ülkendeki kuslardan ne haber vardir
Mezarlardan bile yükselen bir bahar vardir
Ask celladindan ne çikar madem ki yar vardir
Yoktanda vardan da ötede bir Var vardir
Hep suç bende degil beni yakip yikan bir nazar vardir
O sarkiya özenip söylenecek misralar vardir
Sakin kader deme kaderin üstünde bir kader vardir
Ne yapsalar bos göklerden gelen bir karar vardir
Gün batsa ne olur geceyi onaran bir mimar vardir
Yanmissam külümden yapilan bir hisar vardir
Yenilgi yenilgi büyüyen bir zafer vardir
Sirlarin sirrina ermek için sende anahtar vardir
Gögsünde sürgününü geri çagiran bir damar vardir
Senden umut kesmem kalbinde merhamet adli bir çinar vardir
Sevgili
En sevgili
Ey sevgili

MONA ROSA
Sezai Karakoç Hayatı…
Giriş Yap

Boyabat Manşet - Halkın İradesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!