Yaşam Memnuniyeti ve Mutluluk

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bazıları mutluluğu gündelik zevklerin doyurulmasına indirgerken bazıları da hayata anlam katan daha yüce hedefler doğrultusunda yaşayabilmeye bağlar.

Bazıları mutluluğun bizim doğal amacımız olduğunu savunurken diğerleri de mutluluğu elde etmenin imkânsız olduğunu
dile getirir.

Bazıları mutluluğun peşinde koşmanın önceliğimiz olması gerektiğini söylerken bazıları da mutluluk arayışının bizi mutsuz ettiğini, yani mutluluğu bulmanın en iyi yolunun başka bir şey aramak olduğunu ifade etmişlerdir. Bir diğer ifadeyle mutluluğa dair zengin bir literatür mevcuttur (Pawelski, 2013; Mcmahon, 2013).

Etimoloji sözlüklerine göre farklı dillerdeki mutluluk kavramlarının kökeninde, “iyi şans”, “uğur”, “bereket”, “iyi”, “koruma”,“takdire şayan”, “neşe”, “zarafet”, “iyilik”, “cennetin neşesi”, “sağlık”, “zenginlik” ve “bolluk” gibi kavramlar vardır. Mutluluk, hâlinden hoşnut zihinsel durumu ifade etmektedir. Çoğu zaman mutlulukla eş anlamlı kullanılan yaşam memnuniyeti ise kişinin kendi yaşamına ilişkin algısını veya hoşnutluğunu ifade etmektedir.Bir anlamda bireyin beklentilerinin karşılanma düzeyini gösterir.

Yaşam memnuniyetinin artışı aynı zamanda bireyin mutluluğunun da artışı anlamına gelir. Yaşam memnuniyeti, bireylerin yaşamla ilgili yargılarının toplamıdır. Diğer bir deyişle yaşam memnuniyeti, yaşamın bireyin kendisi tarafından değerlendirilmesini içerir.

Yaşam memnuniyeti bireyin yaşamını bir bütün olarak değerlendirmesidir.

Son çalışmalarda mutluluk kavramı genellikle yaşam memnuniyeti ile ilişkilendirilmektedir.

İyi olan her şeyi ifade etmek için kullanılan şemsiye kavramıdır. Sağlık ve yaşam kalitesi için de kullanılabilir (Bozkurt, Keser ve Zülfikar, 2020).

Mutluluk ve yaşam memnuniyeti gelir, sağlık, aile, güçlü sosyal bağlar, iyimserlik, güven, anlamlı bir hayat, idealler, moral değerler, bir hedefi başarmak, pozitif duygusal deneyimler, kendini ifade vb. çok sayıda faktörden etkilenir.

Mutluluk konusunda çalışan öncü araştırmacılardan birisi 45 ülkede 1,1 milyon insanın katıldığı 916 anketten elde edilen verileri bir araya getirdi. Yanıtlar 0 ile 10 arası bir ölçeğe dönüştürüldüğünde (5’i nötr olmak üzere), ortalama öznel-iyi olma puanı 7’ye yakındı.

Yani insanların çoğunluğu genelde mutlu olduğunu ifade etmektedir (Myers, 2007).

Bir başka araştırmanın bulgularına göre ise (Frey, 2008) kadınlar hayattan erkeklerden biraz daha fazla memnundur.

Yaş arttıkça yaşam memnuniyeti U şeklinde önce azalmakta, sonra artmaktadır. Eğitim seviyesi yükseldikçe yaşam memnuniyeti de yükselmektedir. Evliler bekârlardan daha fazla hayatlarından memnundurlar.

Bireysel düzeyde gelir genelde yaşam memnuniyetini olumlu etkiler. Gelir konusunda yapılan araştırmalar (Frey ve Stutzer, 2013) zengin insanların görece daha çok hayatlarından memnun olduğunu ortaya koymaktadır.

Özellikle temel ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik gelir oldukça anlamlı bir etki yapmaktadır. Ancak bireyin temel ihtiyaçları karşılandıktan sonra artan gelir, aynı oranda mutluluk ya da yaşam memnuniyetinde artışa yol açmamaktadır.

Diğer taraftan gelirin miktarından ziyade beklenti içinde olduğu gelir ile elde ettiği
gelir arasında, gelir lehine bir farklılaşma memnuniyeti artırırken aksi durum memnuniyeti düşürmektedir.

Bir diğer ifade ile kişi ne ölçüde yüksek gelir beklentisi içindeyse, o ölçüde mutsuz olma ihtimali yüksektir. Gelir yanında işsizlik de insanların refahını olumsuz yönde etkilemekte ve yaşam memnuniyetini düşürmektedir.

Dinî bağlılık ve yaşam memnuniyeti arasında ilişkiye dair de geniş bir literatür mevcuttur. Bilindiği gibi insanların “ait olma” ve “sosyal destek” ihtiyaçları vardır. Dinî bağlılığı yüksek insanlar, mensubu olunan dinî topluluğun üyeleri ile daha yakın ilişki kurarlar.

Örneğin düzenli camiye giden kişi bir cami cemaatinin parçası hâline gelir. Din (religion) sözcüğü etimolojik olarak Latince “bağlanmak” kökünden gelmektedir (Bozkurt, 2020b). İnsana daha büyük bir bütünün parçası olma imkânı verir.

Yani kimlik kazandırır, “hayatına amaç” ve “anlam” katar. İnsana “öz denetim duygusu” kazandırır.

Bazı araştırmalara göre dindarlık gençlerde suç, uyuşturucu ve sigara kullanımı riskini azaltmaktadır.

“Anlam kaybı”nın günümüzde yüksek depresyon oranına katkıda bulunduğu sıkça iddia edilmektedir (Myers, 2013)

Prof. Dr. Veysel BOZKURT

İnsanlığın Huzuru

 

Yaşam Memnuniyeti ve Mutluluk
Giriş Yap

Boyabat Manşet - Halkın İradesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!