Emîr Timur’u Hatırlamak!

featured
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

“Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur” diyen büyük Başbuğ!

Türk tarihinin en büyük hükümdarlarından ve yaşamış üç büyük askerî dehadan biri… 35 yıl süren hükümdarlığını şanla şerefle yıldızlayan komutan, Türkistan’ın en büyük fatihi! Tarih, Emîr Timur’un mağlubiyetini yazmadı hiç!

Türk tarihinin en büyük hükümdarlarından birisi olduğu hâlde Anadolu coğrafyasında pek sevilip sayılmaz Emîr Timur! Bunun nedeni hiç kuşkusuz Osmanlı’nın cengâver hükümdarı Yıldırım Beyazıt Han’ı Ankara Çubuk Ovasında mağlup etmiş olmasıdır!

Peki bilim insanları Emîr Timur hakkında ne diyor? Bunu Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi, Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Altay Tayfun Özcan’a sorduk.

“Cengiz ve neslinin güçlü idaresinin ardından Türkistan, 1330’lara gelindiğinde, Selçuklu sonrasındakine benzer bir karışıklık dönemi içine girmişti. Tarih âdeta tekerrür ediyordu. Ancak bu tekerrür, bozkırda yeni bir önderin çıkmasının da şartlarını oluşturuyordu. O, Kaşka Derya boylarında yurt tutmuş Barlas boyuna mensup bir beyin evladı olan Timur’du. Tıpkı Cengiz gibi o da karmaşa yıllarında dünyaya gelmişti ve yetiştiği ortam da belirsizliklerle doluydu…

Gençlik dönemi de ayakta kalma çabası içinde geçmişti. Ancak yine de ciddi riskler içinde bulundukları bu ortam bir bakıma bir okuldu. Fatihleri yetiştiren bir okul… Daha önce Mete, Attila, Bumin, Mukan gibi hükümdarlar da bu ortamın ürünüydüler. Ancak hiçbirisi Timur kadar kıtalar arası bir güç olamamıştı. Oysaki Timur, XIV. yüzyılın sonları ile XV. yüzyılın başları arasındaki on beş yıllık dönemde Anadolu’dan Rusya’ya, Kafkasya’dan Avrupa’ya ve Mısır’a kadar uzanan coğrafyada siyasetin tam merkezine yerleşmiş bir kişi olmuştur.

Bu, hiç kuşkusuz Timur’un dünyasıdır ve onun meydana getirdiği bir tarihtir.

Timur’un meydana getirdiği bu tarihin pek çok bölgede kötü anılan bir mazi bıraktığı aşikâr. Anadolu, Suriye, Iran, Kafkasya, Rusya, Hindistan ve daha pek çok bölgede Timur arkasında yıkım bıraktı. Ancak yine de bugün tarihçiler bu yıkımın sadece bir “çılgınlık” olmadığını görüyor. Mesela bugün Timur’un Türkistan’dan Avrupa’ya uzanan bir ticaret hattı kurmaya çalıştığını ve yıkımının da büyük oranda bununla ilgili olduğunu görüyoruz, anlıyoruz.

Avrupalı devletlere gönderdiği mektuplarında bir ticaret imparatoru gibi ortaya çıkması ve ticaretle ülkelerin abad olduğunu vurgulayarak onları aralarındaki ticareti geliştirmeye davet etmesi işte bu hususla ilgiliydi. Meydanlarda zaferlerden zaferlere koşan bir hükümdar, asıl fethin yolunun ticaretten geçtiğini görüyordu. Şüphesiz ki bu, aslında ortaya koymayı düşündüğü medeni gelişmelerin iktisadi kaynağı olması açısından önemliydi. Her ne kadar kendisi görememişse de soyundan gelenler zamanında Türkistan’ın sanatta, edebiyatta, astronomide ve matematikte ileri bir seviye kazanması bu geçmişin bir neticesi, bir hediyesiydi.

Bugün hâlâ Timur’u tam olarak keşfettiğimiz söylenemez. Ama buna yakın bir konumda bulunuyoruz. Ümit edelim ki bu keşif, Türkistan’ın yeniden onun düşlediği şekilde bir medeniyete kavuşmasıyla aynı an’a yansısın…”

Altay Tayfun Özcan Hoca böyle diyor…

Geçen yıl bu vakitlerde ziyaret ettiğim Semerkant’ta Emîr Timur’un medfun olduğu anıta gittiğimde bu dirayetli komutanın bugün bile bölgede büyük sevgiyle, muhabbetle anıldığını gördüm. Yattığı mekân ziyaretçilerle dolup taşıyordu.

18 Şubat 1405 yılında, bugün Kazakistan’a bağlı Türkistan eyaletinin Otrar kasabasında vefat etti. Bugün Emîr Timur’un vefat yıl dönümü.

Emîr Timur’u rahmetle anıyorum…

Meryem Aybike Sinan

 

 

Emîr Timur’u Hatırlamak!
Giriş Yap

Boyabat Manşet - Halkın İradesi ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!